Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Zamanı Geldi mi? Ne Söylüyor, Ne Düşünüyorlar? - Mayıs 2011
MY Executive'in hazırladığı "Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Zamanı Geldi mi? Ne Söylüyor, Ne Düşünüyorlar?" adlı kitapta Cerebra Ortağı Fikret Sebilcioğlu'nun Yeni TTK'ya ilişkin bir makalesi yer aldı.
Kitabın içeriği iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde; İMKB'ye kote 49 şirketin katılımıyla gerçekleştirilen "Halka Açık Şirketlerde Yönetim Kurulu Yapısı Anketi" konuyla ilgili akademisyen ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin görüş, yorum ve makaleleri ile birlikte veriliyor.
Kitabın ikinci bölümünde; şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Kurumsal Yönetim, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Kurumsal Yönetimi, Yönetim Kurulları Yapısı ve Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliğine Getireceği Yeni Açılımlar üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajlar yer alıyor.
Makale ekte sunulmuştur.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Cerebra Danışmanlık Şirket Ortağı Fikret Sebilcioğlu'ndan Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun kurumsal yönetim ilkelerinin hayata geçmesindeki rolü, Türk Ticaret Kanunu'uygulamaya geçirirken şirketlerin izleyeceği yol haritası,Türk Ticaret Kanunu'nun Yönetim Kurulu'nun yapısına getireceği yenilikler ve Yönetim Kurullarının profesyonelleşmesi yönündeki katkıları konusunda görüşlerini aldık.
Kurumsal yönetim kavramını nasıl açıklarsınız?
Bildiğiniz üzere kurumsal yönetim olgusu son 10-15 yılda özellikle pay senetleri borsada işlem gören şirketler için ilgili tüm tarafların menfaatlerini optimum bir seviyede korumak amacıyla gelişmeye başlamış ve günümüzde artık bir çok gelişmiş ekonomilerin hukuk sistemlerine yansımaya başlamıştır. Kurumsal yönetim, şirketlerin daha iyi yönetilmesini sağlayacak ilkeleri muhtelif araçlarla ve uygulamalarla yönetim tarzına yansıtmaktadır. Kurumsal yönetim kurallarının temelleri:
- Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim
- Menfaat sahiplerine adil bir yaklaşım
- Tüm yönetimin sorumluluk içinde yürütülmesi
- Etkili bir iç ve dış denetimdir
Geçen zaman içinde aslında pay senetleri borsada işlem gören şirketler için gelişmiş olan kurumsal yönetim ilkelerinin, kapalı şirketler içinde bir gereksinim olduğu ortaya çıkmış ve uygulamalarda bu ilkeler kapalı şirketlere de yansıtılmaya başlanmıştır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Kurumsal Yönetim İlkeleri'nin hayata geçmesinde etkisi ne olacaktı?
Temel kanun niteliğindeki Yeni TTK, mevcut kanun ile karşılaştırıldığında Türk ticaret hayatına radikal birçok değişiklik getirmektedir. Yeni TTK'nın temel amacı, Türk şirketlerinin kurumsal bir alt yapıya sahip olarak daha iyi yönetilmelerini, rekabet koşullarına daha etkin entegre olabilmelerini ve sonuç olarak sürdürülebilir karlılık ve büyüme sağlayabilecekleri geleceğin ticaret hayatını düzenlemektir. Bu amaca ulaşma yolunda kanun koyucu "Kurumsal Yönetim Felsefesini” Yeni TTK'nın ana kolonu olarak belirlemiştir. Bir başka deyişle, kurumsal yönetim ilkelerinin tüm önemli unsurları Yeni TTK ile Türk hukuk sistemine yansıtılmış ve şirketlerimiz kurumsal yönetime uygun bir şekilde yönetim tarzına geçiş noktasında artık geri dönülemez bir sürece girmiştir. Böylece Türkiye, kurumsal yönetim açısından biraz önce değindiğim dünyadaki eğilime kayıtsız kalmamıştır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nu uygulama geçirirken şirketlerin nasıl bir yol haritası olacak?
Yeni TTK'nın getirdiği değişikliklerin, şirketlerdeki yönetim ve iş yapış tarzlarını önemli bir şekilde etkileyeceği açıktır. Yeni TTK'nın şirket yönetimi bağlamında getirdiği en önemli değişiklikleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
- Yönetim Kurullarının profesyonelleşmesi
- Yönetim Kurulu & Yönetim kavramları arasında hukuken farklılaşma sağlanması
- Yönetim Kurullarında yapısal değişiklikler ve getirilen düzenin executive / non-executive yönetim kurulu üyesi ayrımının uygulanmasına müsait olması
- Risk yönetimi, iç kontrol, iç denetim ve finansal planlama gibi modern işletme kavramlarının Türk hukuk sistemine getirilmesi
- Türk muhasebe sisteminin dünyada artık tek muhasebe dili olan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na dönüştürülmesi
- Bağımsız denetimin tüm sermaye şirketleri için zorunlu hale gelmesi
- Pay sahipliği demokrasisinin geliştirilmesi
- Şirketlerin kanun ile belirlenmiş şirket bilgilerini (şirketin mali tabloları da dahil) internet üzerinden yayınlaması
- Tek pay sahipli Anonim Şirket (AŞ) ve tek ortaklı Limitet Şirket (LŞ) ile YK'nın tek kişiden oluşması
- Şirketler topluluğu
- Hukuki ve cezai sorumlulukların tanımlanması
Bu altyapı birçok mekanizma ile desteklenecektir. Özellikle kurumsal yönetimin odağında bulunan yönetim kurullarına yüklenen ve genel kurula dahi devredilemeyen görev ve sorumluluklar ve etkin dış denetim ile bu mekanizmaların sağlıklı çalışması güvence altına alınmaya çalışılmıştır.
Yeni TTK'ya uyum noktasında şirketlerin mevcut yönetim ile kanunun öngördüğü şirket yönetim modeli arasında farklılıkları ivedilikle tespit ederek değişimi yönetmek için bir yol haritası belirlemek zorunda olduklarını düşünüyorum. Zira bu değişim süreci zamana yayılması ve sindirilmesi gereken önemli unsurları içermektedir.
Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulunun yapısına ne gibi yenilik ve açılımlar getiriyor?
Bahsettiğim yeni yönetim tarzının oluşturulması ve yürütülmesi noktasında en önemli görev doğal olarak icranın başı konumundaki yönetim kuruluna (YK) verilmiştir. Yeni TTK'da yönetim kurullarının yapısı, iş yapış şekli ve sorumluluklarına ilişkin çok önemli değişiklikler bulunmaktadır.
Kısaca bu hususları özetlemeye çalışacağım:
- Yeni TTK ile sermaye şirketleri bir ortak ile kurulabilecek ve tek kişilik yönetim kurulları oluşturulabilecek. İlk bakışta kurumsal yönetimin ruhuna uygun gibi görünmeyen bu açılım, özünde birçok sıkıntıyı ortadan kaldıracak doğru bir gelişmedir.
- Yeni TTK ile sermayeden bağımsız ve işletmenin gerekliliklerine göre hareket edebilen bir YK oluşturulmak amaçlanmıştır. Bunu sağlamak için mevcut uygulamadaki yönetim kurulu üyesinin paysahibi olması zorunluluğu yeni TTK ile kaldırılmıştır. Bu değişimin arkasında yönetim kurulunu profesyonelleştirme amacı yatmaktadır.
- Yeni TTK ile tüzel kişiler yönetim kurulu üyesi olabilecektir. Ayrıca paysahibi grupların yönetim kurulun'da temsil edilmesine ilişkin hukuki alt yapı oluşturulmuştur.
- Şekilsel olma noktasında tartışılan ancak kanun koyucunun yaklaşımını göstermek adına önemli bir değişiklikte yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması zorunluluğudur. Tek üyeli yönetim kurulun'da ise bu zorunluluk aranmayacaktır.
- Şirketin yönetimi noktasında yönetim kurulu ile yönetim (management) arasındaki farkı ortaya koyan sistem getirilmiştir. Bu çerçevede yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilecek.
- Yeni TTK ile yönetim kurulu'na Türk Ticaret hayatında ilk defa genel kurula veya yönetim kurulu dışındaki üçüncü kişilere devredilemeyecek görev ve yetkiler verilmiştir.
- Yeni TTK, yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için kurulacak komite ve komisyonlara ilişkin bir açılım yapmıştır. Bu çerçevede yönetim kurulu , işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir. İç denetim ve risk yönetimi komiteleri bu bağlamda somutlaştırılan komitelerdir.
- YK'daki "müteselsil sorumluluk” yerini "farklılaştırılmış teselsül” adı verilen farklı bir sorumluluk uygulamasına bırakmıştır. Bu yaklaşımın amacı, yönetim kurulu üyeleri arasında özellikle verilen kararların olumsuz sonuçları yaşandığında daha adil bir sorumluluk tespitini sağlamaktır.
- Yeni TTK'ya göre "özen borcu” yaklaşımında önemli bir değişiklik getirilmiştir. Bu açılım ile hukuk sistemimizdeki "basiretli işadamı” yaklaşımı, yerini "tedbirli yönetici” yaklaşımına bırakmıştır. Bu yaklaşımın özünde şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu madde de yönetim kurulu'nun profesyonelleşmesi adına çok önemli bir açılımdır.
Türk Ticaret Kanunu'nun yönetim kurullarının profesyonelleşmesi yönünde ne gibi katkıları olacak?
Tüm bu uygulamalar özellikle Yönetim kurullarının profesyonelleşmesi gereğini doğurmaktadır. Profesyonelleşmeden kasıt yönetim tarzının ve verilen kararların şeffaf ve hesap verebilir bir tarzda yapılandırılması, şirket iş süreçlerinin sağlıklı aktığından emin olunacak bir risk yönetim ve iç kontrol sistemi kurulması, bu mekanizmaları etkin bir şekilde denetleyecek bir iç denetim sisteminin yapılandırılması ve etkin bir yönetim raporlamasının oluşturulmasıdır. Bu yaklaşımın sonucunda profesyonel yönetim kurulu sermayeden bağımsız hareket ederek, işin gerekliliklerine göre karar verebilecek bir yapıda şekillenecektir. Bu noktada kurumsal yönetimin ilkeleri bağımsız üye (non-executive) yönetim kurulu üyelerini getirmiştir.
Yeni TTK, yönetim kurullarının bu şekilde oluşabilmesi için gerekli tüm yönetsel ve hukuki altyapıyı oluşturmuştur.
Fikret Sebilcioğlu, SMMM, CFE
CEREBRA Danışmanlık, Muhasebe ve Mali İşler, Denetim